SGK SEN Genel Başkanı maliye personeline gelince kriz yok da SGK çalışanlarına gelince mi var
Sosyal Güvenlik Çalışanları Sendikası Genel Başkanı yaptığı basın açıklamasında;
Yılların mağduru kamu emekçileri bilindiği üzere bu yıl 8.si gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmeleri 28 Temmuz'da başlamış 12 Ağustos'ta ilk teklif, daha doğrusu dostlar alışverişte görsün minvalindeki teklifi kamu işverenince sunulmuştur.
Tüm kamu çalışanları özelinde giderek düşürülen maaşlar ile kamu çalışanları adeta devletin damarlarında dolaşan can suyu olmaktan çıkartılarak hiçbir değeri olmayan, çok da önemsenmemesi gereken âtıl bir yapıya dönüştürülmüştür.
Bugün kamu işvereninin en büyük iddiası ülkenin her alanda çağ atladığı, ekonomik olarak da vatandaşlarının yüksek refah seviyesine ulaştırıldığı iddiasıdır. Madem ki bu iddia kendi düşünceleri doğrultusunda doğrudur ve kamu işvereni bu kadar başarılıdır, o halde neden kamu çalışanları ekonomik anlamda yıllar itibariyle sürekli gerileyerek fakirleşmektedir.
Aileleriyle birlikte 25 milyon kişiyi geçen kamu çalışanı kitlesinin bahsi geçen ülke refahından en ufak bir payı almadığı gibi sürekli fakirleştiği de ayan beyan ortadadır.
Artık siyasi ve ideolojik olarak boğazına kadar bataklığa saplanmış, sendikacılık haricinde her türlü işi itina ile yapan, kamu işvereninden her fırsatta nemalanan ve kamu işvereni ile aynı kulvarda yandaşlık yapan sendikalarla 2 yılda bir kurulan kumpanyaların artık komik olmadığını cümle alem bilmektedir. Kamu çalışanlarının içinde bulunduğu zor ekonomik koşullar ve gerçekler eğlence mantığı kendinden menkul orta oyunlarıyla, tiyatrolarla geçiştirilemeyecek hale gelmiştir.
Artık Kamu çalışanları; aksırıncaya tıksırıncaya kadar kimlerin yiyip içtiğini ve kimlerin bu faturaları ödediğini çok iyi bilmektedirler.
İşin en ilginç tarafı ise bu düzenden dibine kadar nemalananlar ve bu sayede 100 binlerce liralık maaşlarıyla zevki sefa sürenler, makam pazarlıkları ile kurdukları kişisel menfaat ağlarıyla sendika yasasından beslenenler sanki bunların müsebbibi kendileri değilmiş gibi bu sefalet ücretlerinin ve komik zam oranlarının sebebi olarak mevcut sendika yasasını gösteriyorlar. Şimdiye kadar aklınız neredeydi? Daha önce bu sendika yasasıyla kaç kez toplu sözleşmeye gittiniz, kaç kez aynı mağduriyeti tüm kamu çalışanlarına yaşattınız. Bunlar olup biterken aklınız neredeydi? Neden aradan geçen 15 yılda bu yasaya hiç karşı çıkmadınız?
Ücretlerinizi ikiye katlamak için, ballı maaşlı düzeninizin bozulmaması için gösterdiğiniz gayretin onda birini bu işe yani gerçek sendikacılığa ayırsaydınız şimdiye çoktan bu yasa değişmişti. Kendi ayıbınızı, kendi yetersizliğinizi, kendi beceriksizliğinizi değişik bahanelerle kapatmaya çalışmayınız.
Sizden daha 15 gün önce İşçi Sendikaları Toplu sözleşme görüşmelerini tamamladı. Onlara teklif edilen 6 aylık rakam, size teklif edilenin 2 katından fazla. Düşünün bakalım acaba neden?
Masaya giden yetkili sendika başkanı arka kapılar ardında Cumhurbaşkanı yardımcısı ile ne görüştü de bu teklif önümüze geldi kıymetli kamu çalışanları. Bu devasa sendikal yapıdan kendi menfaatlerine belki bir tane milletvekilliği, üç beş daire başkanlığı, yine üç beş genel müdür yardımcılığından başka bir şey çıkmayacak.
Bunu anlamanız ve bir an evvel kendi Kurumunuzda örgütlü ve tek işi sizin haklarınızı savunmak olan sendikalar altında birleşmeliyiz.
Adı her ne olursa olsun bu gökdelen sendikacılığından ve sendikacılarından, bu maneviyat sömürücülerinden, bu başka kavgaların yürütücülerinden uzak durmalıyız.
Unutmayınız! Topyekûn kurtuluşumuz muhakkak ki sizin kendi ellerinizle, söylemlerinizle ve eylemlerinizle vereceğiniz güçlü tepkilerde saklıdır.
Biz biliyoruz ki mobbing korkusundan ve daha değişik çekincelerinizden sahalara inmeye, meydanlara çıkmaya hal bulamıyorsunuz. Halbuki bu sendikaların can damarı bildiğiniz üzere üyelik aidatlarımız. Hepsi koca koca holdinglere dönüşmüş, hepsi rant kapısı olmuş bu sendikalara vereceğiniz en büyük ders üyelik aidatlarınızı bunlara yedirtmemektir.
Şuna emin olun ki bu zihniyetteki sendikalardan istifa etmemiz dahi kendilerine çeki düzen vermeye yetecektir.
Kıymetli kamu çalışanları arkadaşlarım;
Sosyal Güvenlik Kurumu özelinde ise en çok sıkıntı çektiğimiz olay sendikaların kurumlar arasında ve meslek grupları arasında takındığı ayrıştırıcı tavırlarıdır.
Sendikalara üye olması kanun gereği yasak olan kamu çalışanlarının mali ve özlük hakları TBMM genel kuruluna verilen tekliflerle bir gecede iyileştirilirken, bu iyileştirmelerin yanına dahi yaklaşamayan bizlerin suçu bir sivil toplum örgütü olan sendikalara üye olmak mıdır anlayabilmiş değiliz. Bizler bu devletin üvey evladı olmak istemiyoruz ve adaletli bir şekilde ülkemizin büyüme refahından payımızı istiyoruz.
Hem bu sendikalar hem kamu işvereni bu özel düzenlemelerden bir an önce vazgeçmeli ve kamu çalışanlarının tamamını ve özelde de Sosyal Güvenlik çalışanlarını tavanda birleştirmelidir.
Buradan bir soruyu da kıymetli maliye bakanımıza yöneltmek istiyoruz. Siz kendi bakanlığınız çalışanlarının maaşını uzmanlık vererek ikiye katlarken ekonomik kriz yok da, fazla çalışma mesai düzenlemesi adı altında personelinize fazladan 15.000 lira verirken ekonomik kriz yok da, canhıraş çalışan Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının geçmişte haksız yere elinden alınan mali ve özlük haklarını geri verirken mi ekonomik kriz var sayın Bakanım.
Devlet sadece bir iki bakanlıktan ibaret bir müessese değildir. Yine devlet sadece üst düzey bürokratlardan ve bir takım meslek mensuplarından ibaret bir müessese de değildir.
Bir an evvel kamu çalışanlarının maaşları tavanda birleştirilmeli ve bundan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu gibi özel uzmanlık gerektiren, gördüğü hizmet ve bir türlü giderilmeyen norm kadro açıkları nedeniyle kamu performans ortalamasının 3-4 katı performansla çalışmak zorunda bırakılan Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının mağduriyetleri giderilmeli, geçmişte haksız yere elinden alınan hakları derhal iade edilmelidir.
Allah kamu çalışanlarının yar ve yardımcısı olsun. Rabbim başta yetkili sendika olmak üzere büyüklüğü sayıdan ibaret sayan tüm sendikalara da akıl fikir versin.
Yine daha 15 gün önce kamu çalışanlarının bir kısmına yaptığı zam teklifinin yarısını diğer kamu çalışanlarına yapan, genel müdüre çaycısından daha az maaş vermeye çalışan Kamu işverenine de izan versin.
Sosyal Güvenlik Çalışanları olarak;
1- Sosyal Güvenlik haftasında personele en az bir asgari ücret tutarında ikramiye verilmesi,
2- İstanbul'da çalışan personele 100 puan ilave ek ödeme verilmesi,
3- Büyükşehir illerinde çalışan personele ilave ek ödeme verilmesi,
4- Personel servis taşımacılığı olmayan il ve ilçelerde görev yapan personele toplu taşıma kartı verilmesi,
5- Taşra Uzmanlığı/Sosyal Güvenlik Danışmanlığı kadrosu tahsis edilmesi, (Vergi dairesi müdürlüklerinde çalışan vergi uzmanları ile maaşların eşitlenmesi)
6- İPC, muayene katılım ve ilaç katılım paylarından gelen gelirlerin %5'inin personele eşit olarak dağıtılması,
7- Vergi uzlaştırma komisyonuna ödenen tazminatların; İPC, prim tahakkuk, iş kazası tespit v.b. komisyonlarında görev yapan personele de ödenmesi,
8-Sosyal Güvenlik Tazminatı, (Eskiden SSK'da çalışan personele ek ödeme veriliyordu. Diğer kamu çalışanlarından %30 daha yüksek maaş almaktaydı. Elimizden haksız yere alınan bu hakkımızı da istiyoruz. Çünkü sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya hitap eden bir Kurumuz.)
9- Yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmesi,
10- Vergi Dairesi Müdürlüklerine ödenen fazla mesai ücretlerinin kurum çalışanlarına da ödenmesi.
11- Kurumda görev yapan sağlık ve yardımcı sağlık personeline ödenen ek ödeme usul ve esasları; adalet, liyakat ve anayasal haklar göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi,
12- Birinci dereceye gelen tüm sosyal güvenlik çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmesi,
Hususunda düzenleme yapılmasını istiyoruz." Dedi
Admin